Riot’un oyunlarında hikaye unsuru kullanarak yepyeni ve ilgi çekici bir anlam kattığını biliyoruz. Daha önce Valorant’ın çıkış hikayesini konu alan bir haber ile genel anlamda Valorant Protokolü’nü ve Radyant’ları nasıl ortaya çıktığını anlatmıştık. Bu haberde ise ajanlarımızdan Omen‘in (kehanet/alamet) geçmişine dair bildiklerimizden bahsedip hikayeye ve ajanlar arası etkileşime etkisini konu alacağız.
Bir anının hayaleti olan Omen gölgelerin içinde avlanır. Düşmanlarını kör eder, savaş alanını boydan boya kat eder ve paranoyanın, onun ne taraftan saldıracağını anlamaya çalışan rakiplerinin damarlarında gezinmesini sağlar.
Valorant resmi sitesi, ajan bilgileri
Çoğunlukla ajanların repliklerinden yola çıkarak hazırlanmış, Omen’in geçmişine dair teorilerden en çok kabul edilenine göre Omen, Kingdom’a karşı kurulan Valorant Protokolü’nden önce bir bilim insanıymış. İlk Işıma’nın ardından ardından Viper ile beraber deneyler yapan Omen, Radyanit’in ne olduğunu ve nasıl kullanılabileceğini araştıran bir ekibin parçasıymış. Bunun kanıtı olarak Omen’in şu replikleri gösteriliyor (Sabine’in Viper olduğuna inanılıyor):
- Şu halimize bak Sabine, canavarlara döndük, ama senin dehşetini etten bir örtü gizliyor.
- Deney tamamlandı. (Düşman takımdaki Viper’ı öldürünce)
Omen’in, gölge formuna dönüşmeden önce insan olduğuna, ve yanlış giden bir deney sonucu diğerlerini kurtarmak adına kendini feda ettiğine inanılıyor. Bu nedenle de fiziksel varlığı tamamen parçalanmış durumda. Bunu da yine Omen’in repliklerinden anlayabiliyoruz:
- Hep doğru seçimi yap, fedakarlık gerektirse bile.
- “Split? Ah…They don’t know the meaning of the word.” (Split kelimesi, Türkçe “bölünmüş” demek. Harita’nın adına yapılan bu atıf “Bölünmüş? Kelimenin anlamını bilmiyorlar” anlamına gelmekte.)
- Benden bir tane daha. Kaç kez parçalara ayrıldım ben? Kaç kez öldüm? (Rakip Omen’e karşı)
Peki Omen’in başına ne geldi? Diğer ajanlardan farklı olarak gerçek fiziksel bedeni yok olmuş durumda ve benliği diğer ajanlardan tamamen farklı. Her yerde ve hiçbir yerde var olmamak arasında sıkışmış. Bunu, kendisi de oyun içi repliği “Ben her yerdeyim” ile dile getiriyor, ve bunun ışınlanma (Gizli Adım) gücünün nereden geldiğini de açıkladığına inanılıyor. Omen ne zaman ışınlansa, anlık olarak hiçliğe bürünüp farklı bir yerde yeniden varlık buluyor.
Omen, fiziksel benliğini kendi iradesi ile sürdürebiliyor, ancak bu kendisi için oldukça acı verici ve sürekli varlığına odaklanmasını gerektiriyor. Kendinizi, sürekli sonsuz benliklere parçalanmaktan alıkoymaya çalıştığınızı ancak yeri gelince de, kendi iradeniz ve gücünüz ile fiziksel bütünlüğünüzü parçalayıp başka bir yerde yeniden yarattığınızı düşünün.
Aşağıdaki replikler, Omen’in nasıl hissettiğini kanıtlar nitelikte:
- Gerilimi hissediyorum, buna izin verme Omen.
- Burası da paramparça, tıpkı benim gibi.
- Kendini bir arada tut! Artık parçalanamazsın. (Keep yourself together! You can’t fall apart now.)
- Şimdi dinlen, artık kendini bırakabilirsin (Now rest, You can finally let go. – Rakip Omen’i öldürünce)
Omen’in zırhı (oyun içi satın alınan zırh değil, bedenini sarmalayan kumaş parçaları), o anki varlığını korumasına yardımcı olurken aynı zamanda fiziksel formundan ayrılıp başka bir yerde belirmesine de yardımcı oluyor. Ulti animasyonunu dikkatli izlerseniz, Omen ışınlanmadan önce, kendisini ve zırhını parçalıyor. Aynı zamanda karakter tasarımını inceleyecek olursak, vücudunu sarmalayan zırhındaki açıklardan, benliğinin enerjisi temsil eden ışık hüzmeleri çıktığını da görebiliriz.
Valorant’taki bombaların Radyanitin enerjisi işlenerek yapıldığını biliyoruz. Aynı zamanda ajanlarımızdan bazıları fiziksel olarak Radyanit’ten enerjisini alırken -Reyna ve Phoenix- bazıları da Radyanit enerjisi ile üretilmiş teknolojik implantlara sahip -Brimstone, Killyoj ve Breach. Bu da ajanlarımızın neden bombadan etkilendiğini açıklıyor, hepsinin bomba patlaması sonucu açığa çıkan Radyanit ile bağları var. Buradan yola çıkılarak, Omen’in zırhının da Radyanit enerjisi kullanılarak fiziksel bütünlüğünü koruduğuna inanılıyor. Bomba sonucu zırhı, artık Omen’in benliğini bir arada tutamadığı için kendisi fiziksel olarak herhangi bir yerde var olamıyor. Omen’in ölümünü nasıl algıladığı da diğer ajanlardan farklı, kendisi zaten her zaman fiziksel bütünlüğü olan bir ajan değil. Omen’in Ajan Kontratı aşamalarında da bunu görebiliyoruz, kendisinin 8. Aşama’da açılan ünvanı “Horltak” iken 9. Aşama’daki oyuncu kartının adı “Ölüm dediğin nedir ki?”
Peki neden böyle bir durumdayken Valorant Protokolü’ne yardımcı oluyor? Kendisi fiziksel bütünlüğünü koruyabilmek adına zaten sürekli bir acı içerisinde. Bu nokta da halihazırda bulunan yeteneklerini işe yaramak için kullanmayı tercih ediyor.
Yazı çok uzun, okuyamam diyenler için: Omen eskiden bir bilim insanıyken yanlış giden bir deneye kurban gidiyor. Bunun sonucu olarak benliği aynı anda hem hiçbir yerde bulunamama hem de her yerde bulunma arasında sıkışıyor. Zırhı ve iradesi yardımı ile fiziksel bütünlüğünü koruyabiliyor, ancak buna bağlı olarak sürekli acı içerisinde. Işınlanma yeteneğini her kullandığında bir yerden fiziksel varlığını silerken başka bir yerde yeniden yaratıyor.
